"BEYİN KANAMASI 'İNSANI' NASIL ÖLDÜRÜR?" BLEED VİDEO İNCELEMESİ



Grupla yönetmen anlaşamamış, kimse istediğini tam olarak yapamamış olsa da klibi, şarkının anlaşılması güç mesajlarını açığa çıkarmasından ötürü incelenmeye değer bulduk.

Damla Pınar Kürkçüoğlu


Meshuggah Bleed Sapa Kültür İncelemesi

Şarkıda anlatılan beyin travması ya da kanaması (aneurysm) bir metafor olarak kullanılmıştır. “Beams of fire sweep through my head, Thrusts of pain increasingly engaged, Sensory receptors succumb, I am no one now, agony” Acıyan, acı içinde kıvranmasına sebep olan kanama, insanı yalnızca öldürmez onu hiç kimse yapar. “Malfunction the means for its ascent, Bloodletting the stringent voice to beckon my soul, So futile any resisting tension, As death-induced mechanics propel its growth” Sözler basitçe kanamadan ölen biri için fazla nefret doludur. Kanamanın kendisinden bir kişi olarak bahsedilir ki bu da bizim için metaforu anlamaktaki ilk adımımızı oluşturur. Arıza (malfunction) onun yani kanamanın yükselme (ascent) aracı, ruhunu ele geçiren bir mekanizmadır. Ölüm fikri de bu yükselişi hızlandırır. Ölüm, insanın kendisini hiç yapan, ruhunu yok eden bir eylemdir ve bu ölümün sebebi insanın kafasındaki hasarın (kanamanın) büyümesidir.

Klip, birbirine bağlı hareket eden çarklarla açılır. Bir saatin mekanizmasını ya da mekanik aksamı olan bir makineyi anımsatır. Saatin zamana, makinenin de işleyen, insanı kapsayan bir düzene işaret ettiğini şarkının sözlerinden de anlayabiliriz. Ölümün zamanla ilişkisi ve ruhunu ele geçiren mekanizmadan bahsi bizi bu fikre götürmektedir. Şarkının başlamasıyla beraber yere öylece atılan ya da düşen birini (hikâyenin de ana kahramanı) görürüz. Üzerinde durduğu zemin topraktır ve bize oranın daha aşağısı olmadığını vurgular. Arada gösterilen böcek görüntüleri de bunu destekler. O kişinin en dipte olduğunu biliriz. Böceklerin mumyalama ritüelinde vücudun içinde bırakılan kalbi korumak gibi bir görevi vardır. Burada görünen insan sarışın, sıradan görünümlü Batılı biridir. Halinden anlaşıldığı üzere nerede olduğunun da farkında değildir. Birbiri ardına gelen, çırpınan böcek ve yine yerde çırpınan adamın görüntüleri, yönetmenin bu iki nesne arasında özdeşlik kurmamızı beklediğini gösterir.

İkinci karakter, boynuna geçirilmiş bir zincir, yüzü kanlar içinde, şeytanımsı, grotesk biridir. Ana karakterin gözlerinin irileşip küçülmesinden anladığımız korku duygusunun akabinde görüntüye girer. Onun da böcekler gibi yerde süründüğünü ve ana karaktere sataştığını görürüz. Sinsice bekler, saldırgan hareketlerde bulunur ve nefret dolu bakışlar atar. Ana karaktere saldırmaya çalıştığında boynundaki zincir nedeniyle ona ulaşamaz. Bu zincirlerin farkında olduğunu ama bundan kurtulmaya çalışmadığını görürüz. Uğraşsa da başaramazmış ya da uğraşmış, başaramamış ve vazgeçmiş gibidir. Zincirin diğer ucu karanlıkta kalır, nereye bağlı olduğunu göremeyiz. Bunun ardından ekrana yazının başındaki resimde gördüğümüz şeytan modeli gelir. Doğrudan saat ve önceki dişli görüntüleriyle kontrol ve güç sahibi olduğunu anlarız. Esas şeytan görüntüye girdikten sonra zincirli karakterin agresif tutumunu bıraktığını ve ana karakterle bir anlaşma sağladığını görürüz. Tabi bu sırada hala zaman akıyor, düzen işliyordur. Burası, yönetmenin bahsetmek istediği cehenneme giden adımlardan ilkini temsil eder.


Meshuggah Bleed Sapa Kültür İncelemesi



Zincirli karakter, ana karakteri bir sonraki yere/adıma götürür. Burada büyük, gösterişli bir tabut bulunur. Tabutun ortasında kırmızı bir kalp yanmaktadır. Üstündeki zarı, damarları ve atışı görünmektedir. Tabutun üstünde bir mumya figürü bulunur ki bu da baştan beri anlattığım söylemi destekleyen bir görüntüdür. Bu sahnedeki tüm göstergeler ölümsüzlükle ilgilidir. Tabut, mumya ve halen canlı bir kalp; kanayan, zincirli figürün eşlik ederek karakteri götürdüğü ikinci basamakta ölümsüzlük isteğiyle ilgili bir eleştiri sunar. Birinci adımda ölümden korkan insan, ikinci adımda onu ölümsüzlüğe ulaştıracak olanı aramaktadır. Ölümsüzlüğün kaynağını almak için yönlendirilir. Üstündeki zarı aralar ve kalbe ulaşır. Bunun üzerine tabuttaki mumyanın canlanarak karaktere atıldığını görürüz. Ana karakter çıplak kalmış, esaretin ilk adımını atarak zincire vurulmuştur. Avucuna işaret çizilmiş, bileklerine kelepçe benzeri bileklikler takılmıştır. Yanındaki eşlikçisi de, esas şeytan da durumdan memnundur, amaçları da budur. Ana karakter için zaman durmuştur yani ölmüştür. Bunu da zincirlenmiş yattığı yerde, yanı başındaki durmuş saatle anlarız. Peşinde koştuğu ölümsüzlük isteği ölümüne neden olmuştur.

Üçüncü adımda bizi çok tanıdık başka bir figür karşılar. Klipte, atmosfere uygun olması için bir takım estetik düzenlemelerle tekrar kurulmuş da olsa, gördüğümüzün kaderin ipliğini ören kader tanrıçası olduğuna şüphe yoktur. Yunan mitolojisinde üç kız kardeş olarak tasvir edilen “Moerae”, burada tek bir kadın olarak karşımıza çıkar. Antik Yunan’da son derece meşgul bakireler şeklinde olsa da, Romalılar onları vasat görünümlü resmetmeyi tercih etmişlerdir. Klipte cehennemin adımlarından birini temsil etmesine rağmen, mitolojide büyük roller oynayan tanrıçalar değillerdir. Ancak Zeus bile kaderine karşı çıkamaz ve bu yüzden tüm tanrılar hiyerarşisinin dışında, en büyük güce sahip olduklarını söyleyebiliriz. Klipte güzel bir model kullanılmış ve makyajla yine grotesk bir hale büründürülmüştür. İpi eğiren (Klotho), ipi ölçüp paylaştıran (Lakhesis) ve ipliği kesen (Atropos) tek figürde toplanmıştır.

Meshuggah Bleed Sapa Kültür İncelemesi


Gözlerindeki makyajdan ve oyuncunun hareketlerinden kör bir karakter olduğu anlaşılır. Kader ipliği eğirirken zaman hızlıca akıyordur. Tanrıça ölçüyor, biçiyor ve herkes bir karar vermesini bekliyor gibidir. Tanrıça gözlerini ve ağzını açtığında ikiye bölünen ekrandan siyah figürlerin yine siyah bir duman içinde tanrıçanın yanına indiklerini görürüz. Simsiyah bu karakterlerin tam tanrıçanın kararını verdiği sırada ortaya çıkmalarından (tanrıçanın kararı ipi kesmektir) ölümü gerçekleştirecek karakterler olduklarını anlarız. Azrail ya da ölüm meleği, ölümü kesinleştirecektir. Zincir gittikçe sıkılaşıyor, ana karakter gittikçe düzenin içine çekiliyor, ölüyordur. Tanrıça ipi kestiğinde Azrail son hamleyi de gerçekleştirerek ana karakterin boynuna zinciri takar. Esaret süreci tamamlanmış, klipte göreceğimiz üç basamak da geçilmiştir. Artık ana karakter onu bekleyen esas şeytanın karşısına çıkarılacaktır. Kendine ayrılmış, yüksekteki yerinde meditasyon yapıyor gibi görünen esas şeytan figürü bu haliyle aynı zamanda, zamana ve kadere hükmedebilen bir tanrıdır da. Öncesinde iki kollu bir tanrı olarak gördüğümüz figür, ana karakter dönüşümü tamamladıktan sonra üç kollu hale gelir. Üç kol “666" sayısına yani şeytana ilişkin bir göndermedir. Ana karakter tanrıya ya da şeytana sinirlidir, bağırıp yakarır. Ancak artık kaçamayacağı bir noktadadır. Tanrı gözlerini açarak dönüşümü tamamlar. Ana karakter kanayan, en baştaki zincirli karaktere dönüşmüştür. Tanrının öbür yanında yer alarak hem bir üçleme yaratırlar, hem de bu sürecin önceden olduğunu ve sonra da devam edeceğini belirtmiş olurlar.

“Bleed”de, satanist söylemin üzerine çıkarak daha nihilist bir bakış açısı sunulduğunu söyleyebilirim. Genelde şeytanı insanla özdeşleştirerek, günah kavramını dinin baskı aracı olarak gören satanizmin yerine, şeytanı tanrıyla özdeşleştirip günah kavramıyla doğrudan ilintili olmayan bir şekilde sunar. Neredeyse tüm satanist sembol dünyasında pagan kültüre dair göstergeler buluruz ve bu klipte de böyle göstergeler mevcut. Fakat başka kliplerde ve gruplarda gördüğümüz idealize söylemi “Bleed”de görmeyiz. “Bleed”de her türden inanışa ve dine saldırılarak, tüm bunların insanın beyin travması/kanaması geçirmesine neden olan ve insanı yok eden şeyler olduğu söylenir. Bu yüzden sadece semavi dinlere değil, eski inanışlara ve doğu mitlerine de gönderme yapılmıştır. Eski Mısır’dan Hristiyan spekülatif söylemine geçen şeytan figürünü alıp, onu meditasyon yapan lotus pozisyonundaki bir tanrıya çevirmiştir. İnsanlığın bu yok oluşunun sebebi olarak ölümsüzlük arayışını ve ölümsüzlük arayışını da bizi dine yönlendiren başlıca sebep olarak göstermiştir.

İnsan, ölüm korkusuyla, kendine ait olmayan, kendini yok eden bir alan açar ve kendini o düzenin esiri yapar. Klipteki tüm kontrol mekanizmaları şeytana ilişkindir ve satanist söylemin en belirgin göstergesi de insanın şeytanın ta kendisi olduğu söylemidir. Yani insan bu mekanizmayı kendi kurar, kendi işletir ve kendisi esiri olur. Bu şarkının ve klibin söylemeye çalıştığı budur.

Yorumlar