İlginç bir şekilde, Levi keçi olarak belirtmiş olsa bile, mitolojik kayıtlar Mendes'in keçisinden değil koçundan (Ram of Mendes) bahseder.
Damla Pınar Kürkçüoğlu
Mendes şehrinin adı şehrin büyük tanrısı Ba-neb-Tettu'nun adının zaman içinde dönüşmüş halidir. "The Gods of Egyptians"da bu dönüşüm: Ba-neb-Tet, Ba-n-Tet, Man-Tet ve an son da Mendes şeklinde belirtilir. Ba-neb-Tettu, Mendes şehrinin Khnemu'yla birlikte iki önemli tanrısından biridir ki bu tanrılar daha sonra Osiris'in Ba'sı ve Ka'sı olarak anılmaya başlar. Aşağıda Ba-neb-Tettu'nun hiyeroglifle yazılmış halinde koç simgesi görülmektedir.
Mendes'in keçisi tabirinin nereden oluştuğuna dair net bir delil yoktur. Sadece bazı spekülatif akıl yürütmeler Herodot'un, Mendes'in koçu tabirini Mendes'in keçisi olarak yanlış anladığını ve Grekçeye böyle geçirdiği bağlantısını kurar. Ne yazık ki bu akıl yürütmeyle alakalı kesin kaynaklar olmadığı gibi bunun dışında da bu dönüşüme neyin sebep olduğuna dair bir ipucu bulunmamaktadır. Levi, Baphomet of Mendes tabirini kullanır ki buradan Ba-neb-Tettu'ya gönderme yaptığını düşünebiliriz. Eğer Baphomet'in Ba-neb-Tettu'yla bir alakası varsa ismin kaynağına ilişkin de bazı ihtimaller azalıyor gibidir.
Ba-neb-Tettu'nun görsellerinde tanrı sırtında kanatlı bir yılan taşırken gösterilir. Doğrudan Baphomet sembolüyle benzerlik taşımasa da, aralarındaki benzerlikler zaman içinde dönüşüme uğramış da olabilir.
Hristiyanlığın yayılma sürecine ve yayıldığı coğrafyaya baktığımızda Orta Çağ'da ve öncesinde, Hristiyanlık öncesi inanışların etkisinin büyük olduğunu söyleyebiliriz. Eski Mısır dininin binlerce yıl etkin kalmış olması, savaşlarla göç eden halkın semavi dinlerle karşılaştığında etkilenme sürecinin karşılıklı olmasına neden olmuş olabilir. Mısır dininde tanrılar şehirlerle birlikte var olmuştur ve insanlar onlara şehirlerinin koruyucusu olarak tapmışlardır. Şehirler arasında savaş olduğunda, yenilen taraf tanrısının diğer tanrıya yenildiğini düşünür ve tanrılar hiyerarşisi böyle doğar. Zaman içinde daha doğuya göç eden Mısır halkı eski tanrılarıyla bağlantıları konusunda kararsız kalmış olmalılar.
Hristiyanlığa sonradan eklendiği düşünülen birçok kısmın, Roma zamanında birbiriyle kaynaşan çok sayıda farklı kökenden insanın bir araya gelmesinden doğmuş olma olasılığı mantıklı bir açıklama olabilir. Çünkü bu açıklama üzerinden tarihsel bağlamda bir araya gelen birçok unsurun birbirine rahatça eklemlendiğini görebiliriz.
Hristiyanlığın sunduğu teslis fikri ve Kral Süleyman'ın ardında bıraktığı ihtişamlı tapınağıyla, tek tanrı fikri, Tapınak Şövalyeleri'ne atfedilen Baphomet sembolünü oluşturmuş olabilir. Baphomet, bir şeytan figürü olarak değil mükemmeliği tek vücutta toplamış yaratıcı bir tanrı olarak karşımıza çıkar. Şeytanlaştırma süreci, Tapınak Şövalyeleriyle kral arasındaki anlaşmazlıktan sonra başlar. Eski dinlere, putlara ve tüm kült inanışlara tapmak günahtır ve bu türden eylemler sonradan şeytana atfedilir.
Bu yüzden meşhur cadı avları, kedi kesme ve kediyi şeytanla ilişkilendirme süreci de bahsettiğim sürecin bir parçasıdır. Kedi, Eski Mısır dininde tanrıça Bastet'in (Ra'nın kızı, aşk ve bereket tanrıçası) biçimidir ve tanrıçanın onuruna Mısırlılar kedileri sever ve saygı duyarlar. O kadar ki bir kedi öldürmenin cezası ölümdür.
Yorumlar
Yorum Gönder